KIZZAK
En çok oynanan oyunlardan biriydi. En son Aşağı
Salak yaylasında bir yayla evinin üzerinde ve Alayla yaylasında ormanın
kenarında oynandığını hatırlıyorum. Aşağı Salak yaylasında ben çok küçük olduğum
için oynatmamışlardı ama Alaylada ormanın kenarında coşkuyla,heyecanla,çığlık
çığlığa oynardık. Bir de tereyağını kazığa sürünce bütün yayla çocukları oyuna
koşardı.
- Yere kocaman bir kazık dikilir onun üzerine sündürüm denilen uzun bir ağaç atılır.
- Sündürümün bir tarafı ince diğer tarafı kalın olur.
- Bir kişi ebe olur ince tarafından sündürümü döndürür.
- Diğerleri de sündürümün kalın tarafına oturur ebenin sündürümü döndürmesini bekler.
- Ebenin olduğu taraf yere yakın olur,ebe sündürümü dönderir ve sonunda diğerlerini havada bırakarak herkese tek tek soru sorar.
- Soruyu herkes cevaplamak zorundadır.
- Ebenin nasıl seçildiğini tam hatırlamıyorum. Özellikle ebe sündürümü dönderirken öyle bir ses çıkar ki çok uzaklardan sesini duyanlar dayanamayıp oynamaya gelir.
- Hatta ses çok çıksın diye yağlanır.
ÇELLİ
Özellikle Alayla ve Aşağı Salak Yaylasında çok
oynanan bir oyundu. Bu oyuna hiç katılmadıysanız oyunun savaşçı ruhunu asla
hissedemezsiniz. Öyle coşkuyla oynardık ki çelliyi çelen kişinin çellisini
engellemek için çalılarla sanki bir savaşta gibi mücadele edilirdi. Tabii ki
çelliyi ne kadar uzağa gönderirsen yuvarlağa atması o kadar zor olacağından
marifet çelliyi uzağa göndermek ve sonrada iyi sayı saydırmaktı. Alayla
yaylasında damın üzerinde kayaların arasındaki ardıçlara doğru oynadığımız
oyunların çığlıkları hala oralarda yankılanıyor.
- Yayladaki bütün çocuklar toplanır.
- İki eşit gruba ayrılırlar.
- Büyük bir yuvarlak çizilir.
- Yuvarlağın ortasına mere denilen büyük bir taş koyulur.
- Özene bezene yapılmış uzun değnekler ele alınarak çelliye(on santim kadar kısa havalandırılan değnek) yuvarlağın içinden vurulur(çakılır).
- Karşı grubun elemanları çelli uzaklara gitmesin diye büyük çalıları ellerine alıp havaya kaldırarak engeller yapabilir.
- Çelliyi karşı grup elleriyle atarak ya mereye değdirmek zorunda ya da yuvarlağın içine düşürmek zorunda.
- Bunu yaptıklarında oyuncu yanar diğerine sıra geçer. Yapamazlarsa uzun değnekle çelliye vurularak çelli yere düşene kadar sayı saydırılır.
- Oyunda belirlenen sayıya ilk ulaşan grup oyunu kazanır.
Genellikle erkek çocukların oynadığı bir oyundu. Bu
oyunu köyde sadece çocuklar değil büyükler de çok oynarmış.
- İki grup olur.
- Büyük bir taş mere olarak seçilir.
- Grubun biri kaçar diğeri kovalar.
- Kaçanlar mereden uzaklaşır.
- Kaçanlardan biri mereye gelip basabilirse oyun yeniden başlar yine aynı grup kaçar diğeri kovalar.
- Kaçanlarla mere arasından yuvarlak oluşturacak şekilde kovalayanlardan biri geçebilirse kesmiş olur ve o kişi oyunundan çıkar ya da dizlerinden aşağı bir yere tekme atarak oyundan çıkarırlar.
- Bütün oyuncular bu şekilde oyundan çıkınca onlar kovalayıcı diğer gurup kaçıcı olur.
- Belirlenen sayıya ilk ulaşan gurup oyunu kazanır.
Genellikle
kızların oynadığı bir oyun
- Bir yuvarlak çizilir.
- Yuvarlağın içine tam ortasına mere denilen küçük bir taş koyulur.
- Bir kişi ebe olur .
- Ebe yuvarlağın içindeki taşa bir ayağını basar.
- Ebe bir ayağı merede ,zaman zaman bunu hareket ettirerek dışarıdaki oyuncuların ayağına basarak oyuncuları oyundan çıkarır.
- Diğer oyuncular mereye basarak oyunu almaya çalışır.
- Ebe mereyi kaptırmamak ve dışarıdakileri oyundan çıkarmak zorundadır. Mereyi kaptırırsa mereyi kapan kişi aynı şekilde devam eder. Ebe herkesi oyundan çıkardığında oyunu kazanmış olur.
DOKUZ TAŞ(DOKURCUN)
Yaylalarda yassı taşlar üzerinde çok fazla oynansa da bu oyun asıl köyde Hoyhoy Belenindeki dut ağacının altında çok oynanırdı. Dut ağacının altındaki oyunu çizdiğimiz yassı taş hala orada duruyor.
- Taş üzerine çizgileri çizilir. İki kişi dokuzar tane taş alır. Birinin taşı büyükse diğeri karışıklık olmasın diye küçük olur.
- İlk önce taşlar birer birer çizgilere atılır sonra taşlar sürülerek her üçlendiğinde rakibin taşından biri oyundan alınır.
- Kimin taşları oyunun sonunda en sona kadar kalırsa o kişi oyunu kazanır.
Ardıçlar ve katranlar arasında çığlık çığlığa oynanan bir oyun.
- Çocuklar toplanır ve bir kişi ebe seçilir. Diğerleri kaçar.
- Ebe koşanlardan kimi yakalarsa o ebe olur.
- Yorgunluktan koşamaz hale gelene kadar coşkuyla oynanır.
Aşağı Salakta çok oynanan bir oyundu. Özellikle
güneşin batışıyla başlar karanlık çökene kadar oynanırdı.
- Çocuklar toplanır. Bir kişi ebe seçilir.
- Ebenin duracağı yer belirlendikten sonra ebe gözlerini kapatır saymaya başlar
- Herkes saklanır.
- Ebe saklananları bulup sobelemeye çalışır. Saklananlar ebeye görünmeden gelip ebeyi sobeleyebilir.
- Ebe değişerek oyun devam eder.
En çok hoşumuza giden şey çamurdan bir şeyler yapmaktı.
Dereye inerek çamurlara belendiğimiz günlerin güzelliğini hiç unutmam. Yani
kendi oyuncaklarımızı kendimiz yapardık. En güzeli çamurdan yaptığımız her şeyi
renkli çiçekler toplayarak süslemek olurdu. Şekerlik, kazan, tabak vb. aklımıza
gelen eşyaları yapıp sonra da yaptıklarımızla evcilik oynardık... Bazen
yaptığımız eşyaları ocağa atarak pişirirdik. Pişirince daha uzun süre
kırılmadan kalırdı.
İP ATLAMA
İki şekilde oynanır. Biri ele alınan iple atlanırken her atlayış sayılır. Yanmadan en çok sayıya ulaşan oyunu
kazanır.
İkincisinin grup halinde oynanması gerekirdi.İki kişi
ipi sallar ve istenilen sayıda kişi atlar. Ama bunun da iki şekli olur.
Sallanan ip tek ip veya iki ip olabilir Oyun anında bu seçimler yapılırdı.
Yanmadan en çok sayı elde edenler oyunu alır.
ÜÇ TAŞ
Genellikle taş üzerine çizilir. İki kişi üçer taşla
oynar. Çizgiler üzerinde en çok taşlarını üçleyen oyunu kazanır.
BEŞ TAŞ
Bireysel veya grup halinde oynanan bir oyun. Yaylada
katran ağaçlarının dibinde gruplar halinde oynardık.
- Beş adet taşla oynanır. Önce beş tane güzel bilye büyüklüğünde taş toplanır.
- Taşlardan biri ele alınır. Diğerleri yere atılır. Ele alınan taş havaya atılarak birler de taşlar tek tek toplanır. İkilerde ikişerli olarak toplanır.Üçlerde biri tek alınır üçü birlikte alınır. Dörtlerde dördü yere konularak eldeki taş fırlatılıp dördü birlikte alınır.
- Sonra divdik denilen dört taş avucun içinde biri havaya atıldığı sırada işaret parmağı yere sürülür ve havaya atılan taş kapılır.
- Sıra çardağa geldiğinde bir el çardak yapılır taşlar önüne atılır. En son çardaktan geçirmek için taşların biri ebe seçilir, bütün taşlar çardağı geçtiğinde el üstüne gelinir.
- El üstüne kondurulan taşlar oyunun sayısını belirler. Oyunda bitmesi gereken sayıya ilk ulaşan oyunu kazanır.















