6 Ekim 2016 Perşembe

AŞAĞI SALAKTAKİ YÜZ YILLIK CAMİ (BEKİR EFENDİ CAMİSİ)

     

     Caminin 1906 ile 1908 yılları arasında yapıldığı düşünülüyor. Yapımı sırasında iki usta çalışmış. Dışarıdan bakıldığında yapılan çalışmalar belli. Cami için bugünkü kireç ocağı denilen yerde kireç yakılmış ve sıvanmış. Kireç sadece sıvada değil harç yapımında da kullanılmış. Köy halkı şimdiki yerleşim yerine göç edince Aşağı Salak yayla yeri olarak kullanılmaya devam eder. Aşağı Salaktaki evler yaylaya göçlerin azalmasıyla bir bir kaybolurken  cami de kendi kaderine terk edilir. Uzun süre kullanılmadığı için içindeki eşyalar çürür. Benim hatırladığım geyik postu artık kayıplarda....Şimdi Aşağı Salakta yaylaya göçen bir kaç kişi ve yayla kültürünün son çırpınışını yeryüzüne haykıran bir kaç garip ev dışında hiç bir şey yok.

     Bu yıl caminin yeniden ibadete açılması için köy imamlarından Muhiddin ÖDEN öncülüğünde  Nisan-Mayıs aylarında çalışma başlatılmış. Önce şırıl şırıl sular akıtılmış. Sonra abdest almak için yer yapılmış. Caminin dış cephesi ve etrafı düzeltilmiş, içi yenilenmiş. Köy halkı imece usulüyle ne gerekiyorsa bütün işleri canı gönülden yapmak için birbiriyle yarışmış.


     









    Aşağı Salakta bulunan bu camiyi Bekir Efendinin yaptırdığı düşünüldüğü için tamir çalışması bitince caminin adı “BEKİR EFENDİ CAMİSİ” olarak düşünülmüş,doğrusu çok da iyi olmuş. Bekir Efendinin köy halkının bu camiyi terk etmemesini,bu camiyi terk etmedikleri sürece kıtlık çekmeyeceklerini söylediği herkes tarafından bilinir. Ne zaman öğle vakti olduğunu caminin kapısına güneşin gelmesinden anlayabileceğimiz ilginç bir yapısı var.
     Bekir Efendinin 1860 yılında doğduğu sanılıyor. 1945 yılında Allahın rahmetine kavuşur.  40 yıl medresede ilim tahsil ettiği söylenir. Başı sarıklı, ayağı çarıklı, heybetli, yiğit, sözü dinlenir ve verdiği bir hüküm herkesi bağlarmış. Köydeki halkı irşat etmek için teklif edilen makamları elinin tersiyle ittiği anlatılıyor..Ağ Pınar için Eb-i Zemzem değerinde olduğu yanından geçenlerin mutlaka üç avuç içmesi gerektiğini söylemiş.  Onun sözleri hala köy halkının dilinde dolaşıyor.
     15 Temmuz 2016 tarihinde Saimbeyli müftüsünün de katılımıyla yaklaşık 500 kişilik köy halkıyla beraber köyümüzün maharetli hanımlarının elleriyle yapılmış yemekler, gönlü vefalı dostların  getirdiği içecekler ve tabiiki açılışa katılan bütün halkımız, dostlarımız sayesinde açılışın tam bir şölen havasında geçtiğini açılışla ilgili fotoğrafları gördüğümde hissetmiştim.

     Cuma günleri Cuma namazını kılmak için Bekİr Dedemİzİn yüz yıllık camİsİnİn ibadete açılmasına inanılmaz  mutlu oldum. O kadar çok şey gözümde canlandı ki anlatamam. Eminim herkesin yüreğinde sevgi dolu sözcükler uçuşmuştur.
     Bekir Efendi Camisinin yeniden ibadete açılmasında önderlik yapan köy imamlarından Muhiddin ÖDEN’e, bu süreçte yardımlarını esirgemeyen Saimbeyli Belediyesine, İl Encümen Üyesi Muhammet BAYRAM’a, köy azalarımızdan çalışmalarda ustalık yapan Halil USKU’ya, suyun musluklarının takılmasında emeği olan Hasan SARIKAYA’ya, elektrik tesisatını döşeyen Şaban KANSU’ya ve adını sayamadığım imece usulüyle ne gerekiyorsa yapan kahraman köy halkımıza çok teşekkür ediyorum. Herkesten Allah razı olsun....

     Dedemizin camisinin her zaman açık kalması dileğiyle.....

SALAK:Köyde tarlalar bir bölgede bir yıl ekildiğinde diğer bölge nadasa bırakılırdı. Yöresel ağızda bu bölgelere SALAK adı verilir.Aşağı SALAK, yukarı SALAK gibi.





2 yorum: